Abstract
Adudüddîn Abdurrahmân b. Ahmed b. Abdilgaffâr el-Îcî (ö. 756/1355), geç dönem Eş‘arî ekolünün en önemli düşünürlerinden biri olarak kabul e mektedir. Kelam ve diğer ilim alanlarında birçok eser kaleme almış ve bu eserler, telif yöntemleri açısından İslam düşüncesinde etkili olmuştur. Nitekim bu eserler, yazılan şerh ve haşiyeleri ile birlikte bir literatür oluşturmuş ve bu sayede aklî ilimler geleneğinin merkezine yerleşmiştir. el-ʿAkâʾidü’l-ʿAdudiyye, Cevâhirü’l-kelâm, el-Mevâkıf ve Risâle fî Kelâmillah Îcî’nin kelam ilminde öne çıkan ve bilinen eserleridir. Bunlarla birlikte Cevâhirü’l-kelâm’ın özeti olup yazma halinde bulunan el-Uyûn adlı bir eseri daha bulunmaktadır. Bunlar arasında en dikkat çekeni şüphesiz el-Mevâkıf’tır.
el-ʿAkâʾidü’l-ʿAdudiyye müellifin en son telif ettiği eseri olup onu vefatından on iki gün önce kaleme aldığı kabul edilen bir görüştür. el-Uyûn/Uyûnü’l-Cevâhir adlı eseri incelendiğinde hem müellifin mukaddimesinden hem de içerikten Cevâhirü’l-kelâm’ın özeti olduğu anlaşılmaktadır. Bu da el-Uyûn’un Cevâhir’den sonra telif edildiğini göstermektedir. Esasen Îcî’nin kelam eserlerinin kronolojisindeki belirsizlik daha çok Cevâhirü’l-kelâm ve el-Mevâkıf arasındadır. Her iki eserin başlık ve temaları arasındaki örtüşme ve benzerlikten dolayı, Îcî’nin el-Mevâkıf’ı tamamladıktan sonra, eserde yer alan delilleri ve tartışmaları çıkarıp özünü koruyarak Cevâhirü’l-kelâm’ı telif ettiği yaygın olarak kabul edilen bir görüştür. Ancak her iki kitabın önsözleri incelendiğinde, Îcî’nin Cevâhir’i İlhanlı veziri Gıyâseddin Muhammed b. Reşîdüddin’e (ö. 736/1335), el-Mevâkıf’ı ise İncû hanedanına mensup Emîr Cemâleddin Ebû İshak’a (ö. 758/1357) ithaf ettiği görülmektedir. Bu bilgi Cevâhir’in el-Mevâkıf’tan önce telif edildiği izlenimini vermektedir. Buradan hareketle bazı çağdaş araştırmalarda, Cevâhirü’l-kelâm adlı eserin el-Mevâkıf’ın özeti olduğu ve ondan sonra kaleme alındığına dair meşhur görüşün aksine Cevâhirü’l-kelâm’ın daha önce telif edildiği savunulmaktadır.
el-Mevâkıf’ın versiyonlarının olup olmadığını tespit edebilmek için eserin başta müellif nüshası olmak üzere bütün nüshaları incelenmiştir. Öncelikle Topkapı Müzesi Kütüphanesi’ndeki nüshanın müellife aidiyeti tespit edilmiştir. Ayrıca metnin versiyonlarını ve nihai halinin tespit edilmesinde Kirmânî’nin el-Kevâşif şerhu’l-Mevâkıf adlı eserinde el-Mevâkıf metni için yaptığı tashihler de dikkate alınmıştır.
Bu makalede Îcî’nin mezkûr beş kelâmi eserinin kronolojisi tespit edilmeye çalışılmıştır. Buna göre el-Mevâkıf, Cevâhirü’l-kelâm ve el-Uyûn adlı eserlerin kronolojik olarak burada sıralandığı şekliyle telif edildiği ve birbirleriyle asıl-muhtasar-öz şeklinde organik bir ilişki içerisinde oldukları tespit edilmiştir. Ayrıca müellifin kelam eserlerinde fikir istikrarına sahip olduğu ve düşüncelerinde ciddi anlamda bir değişim olmadığı görülmüştür. Bu sonuca Îcî’nin mezkûr eserlerinin konuları karşılaştırılarak, yazma nüshaları incelenerek ve bu eserlere yazılmış önemli şerhlerdeki bilgiler esas alınarak ulaşılmıştır.