Özet
Osmanlılarda bilimsel hareketliliğin başladığı on beşinci asır, bilimsel bilginin İslam medeniyetinde üst
düzeye ulaştığı bir dönemdir. Osmanlıların tekerleği yeniden icat etmek gibi bir kaygıları olmadığından, bu
tekemmül etmiş bilgi birikimini çeşitli yollarla edinmeyi tercih ettikleri görülür. Yazma eserleri kopyalama,
doğudaki siyasi karmaşadan kaçan ulemaya güvenilir yaşam imkânları sunma, medreseler inşa etme bu yol-
lardan bazılarıdır. Cebir, aritmetik, heyet ilmi gibi matematiksel bilimlerin çoğu birbirini takip eden Merâga,
Tebriz ve Semerkant okullarından aktarılmıştır. Fakat mîkât ilmi, özgün bir kaynağa sahiptir. On üçüncü ve
on beşinci yüzyıllar arasında Memlük astronomları özel olarak mîkât ilmiyle uğraşmış ve bu alanda bilinen
en kapsamlı ve yetkin eserleri meydana getirmişlerdir. Doğal olarak Osmanlıların mîkât ilmini benimseyişi
de onların çalışmaları üzerinden olur. Bu makale, bu benimseyiş sürecinin tam olarak ne zaman başladığını
tartışır ve on beşinci asırda Edirne ve İstanbul’da yaşamış Şam kökenli bir Memlük astronomu olan Ömer
ed-Dımaşkî’yi bu sürecin tetikleyicisi olarak tanıtır. Onun hazırladığı mîkât ilmi mecmuası, Hamidiye 1453,
ayrıntılı biçimde incelenir ve eserde bulunan deliller üzerinden bu mecmuanın Memlük-Semerkant-İstanbul
üçgeninde nasıl bir köprü vazifesi gördüğü ele alınır.