Özet
İnsani düşünen öznenin bilfiil akletme esnasında kendi akletme nesnesiyle ne tür bir ilişkiye sahip olduğu, bir
başka deyişle bilfiil akletmenin ne anlama geldiği meselesi İbn Sînâ epistemolojisinin en önemli meseleleri arasında
yer alır. İbn Sînâ bu meseleyle ilgili, Aristoteles’in De Anima 3.4’ünde ortaya konularak kendisine kadar ulaşan
bir akıl-makul özdeşliği teorisini tevarüs etmiştir. Bu çalışma İbn Sînâ’nın, bilfiil akletme esnasında aklın kendi
akletme nesnesiyle bir olduğunu savunan bu teoriyle ilgili nihai tutumunu belirleme amacı taşımaktadır. Bununla
birlikte filozofun nihai tutumunu belirleme hususunda bazı zorluklar bulunur. İbn Sînâ erken dönem eserlerinden
el-Mebde’ ve’l-me‘âd’da özdeşlik tutumunu kabul etmiş, daha sonra eş-Şifâ/en-Nefs ve el-İşârât’ta Forfiriyos’a atfetti-
ği, ancak gerçek muhatabının kim olduğu belirsizlik taşıyan bir özdeşlik tutumunu sert bir şekilde reddederek ak-
ledilirlerin gayrimaddi temsili fikrini savunmuş, diğer taraftan eş-Şifâ/en-Nefs sonrasındaki eserlerinde de hâlâ bir
tür ittihat dilini kullanmaya devam etmiştir. Makale İbn Sînâ külliyatını bu sorun etrafında aporetik bir okumaya
tabi tutmaktadır. Buna göre İbn Sînâ akledilirler için bağımsız bir konu elde etmesini mümkün kılacak aracısız zati
farkındalık idraki ile dolaylı zati taakkul arasında bir ayrıma sahip olmadığı el-Mebde’de ittihat görüşünü savunmuş,
ancak bu ayrıma zemin teşkil eden “uçan adam” metaforunu kullandığı eş-Şifâ/en-Nefs’ten itibaren temsil yaklaşı-
mına geçerek sonraki eserlerinde tutarlı bir şekilde bu yaklaşımı sürdürmüştür. Bu yaklaşımı sürdürdüğü eserlerde
kullandığı ittihat terminolojisi ise sayıca bir olma anlamında güçlü değil, akledilirlerin gayrimaddi anlamda temsili
anlamında zayıf bir özdeşlik fikrini ifade etmek üzere kullanılmıştır. Bu sonucun İbn Sînâ’nın tevarüs ettiği akletme
teorileri açısından nasıl bir bağlama yerleştirilebileceği ve filozofun reddettiği Forfiriyosçu tutumun gerçekte kime
veya kimlere ait olabileceği soruları makalenin üzerinde duracağı diğer meseleleri teşkil eder.